Geçmişin karanlığına saplanmış beyaz bir ışık gibiydi adam. Sönse kaybolacak, yansa içindeki enerjisi bitecekti.
Sırtında taşıdığı yüklerin kamburlaştırdığı yorgun bir vicdanı, kalbinde nasır tutan şefkatin dikenli telleri vardı.
Güvenmek onun için iradesizlik, maskesini çıkarmak güçsüzlüktü, ta ki hayatına o girene kadar…
Rüzgâr Esme’yi öğrenene kadar!
Diliyle dünyasını başına yıkacak kadar gözü kara, varlığıyla ona cenneti armağan edecek kadar huzur kokan kadın…
**
Merhametsiz bir adamın kalbine hapsolmuş bir güzellik…
Güzel bir kadının duvarlarına çarpmaktan yorgun düşmüş bir adam…
Geçmişin pislikleri, amansız çıkagelen düşmanlar ve onca şeye rağmen sevmeyi öğrenmeye çalışan iki kırgın yürek…
Sevmek; öğrenilebilir mi? Büyük hataların telafisi yoktur, peki Özlem Tekin’inde dediği gibi…
Aşk; her şeyi affeder mi?